Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu merhum Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nu ‘Rahmetli Başkan Muhsin Yazıcıoğlu Sakarya’nın ete kemiğe bürünmüş halidir.’diyerek andı.
Muhsin Yazıcıoğlu sevenlerinin, arkadaşlarının ve dünyanın dört bir yanından öğrencilerin katılımıyla Yerli Düşünce Derneği’nin düzenlediği programda anıldı. Kur’an-ı Kerim tilaveti ve okunan duaların ardından Yerli Düşünce Derneği Onursal başkanı ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu merhum Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nu şu sözlerle andı:
“MUHSİN YAZICIOĞLU SAKARYA’NIN ETE KEMİĞE BÜRÜNMÜŞ HALİDİR”
Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Sakarya’ şiirine atıfta bulunan Topçu “Şair şiirinde, ‘Sakarya, saf çocuğu masum Anadolu’nun’ tabirini kullanıyor. İşte rahmetli Başkan Muhsin Yazıcıoğlu Sakarya’nın ete kemiğe bürünmüş halidir. O siyasetin sağduyusuydu. Allah şifa versin, Deniz Baykal Bey’in tabiriyle; o TBMM’nin sigortasıydı. Türk-İslam dünyasının da yılmaz, usanmaz, bıkmaz bir savunucusu ve fedaisiydi. Kadirşinaslığı, diğergamlığı, düşenin elinden tutması ile milletimizin bütün güzel özellikleri sanki onda vücut bulmuştu.
“KENDİ TABİRİYLE HORMONSUZ VE KATKISIZ BİR ANADOLU ÇOCUĞUYDU”
“O gerçekten Anadolu insanının devlete uzanan eliydi. Tevazusuyla, duruşuyla, ilkeleriyle, hormonsuz ve katkısız bir Anadolu çocuğuydu. Siyasetinde ve duruşunda bir köşe vardı. Yaptığı her şeyde, attığı her adımda Allah’ın rızasını gözetirdi. Onun derdi sadece Ankara ve ya Edirne Ardahan arası değildi. Onun derdi 1 milyar 700 milyon kişiydi. Nerede birisi ‘Lâ İlahe İllallah’ diyorsa onun derdiyle dertlenirdi. Biz buna şahidiz. Hücrede yattığı zaman bile bu böyleydi. Benim Abidinpaşa’dan mahalle arkadaşım Ahmet Farsak ile aynı hücrede kalmıştı. O günkü şartlarda bir takım elbisesini, sonradan kendisi aleyhine ifade verecek olan,giyecek elbisesi olmayan birine hediye edecek kadar merhamet sahibi çömert birisi. Siyasette de öyleydi.”
“RAHMETLİ 28 ŞUBAT’TA DA DİK BİR DURUŞ GÖSTERDİ”
“Refah-Yol hükümetini içeriden ve dışarıdan istemeyenlerin o dönemde neler yaptığını herkes biliyor. Rahmetli 28 Şubat’ta da dik bir duruş gösterdi. ‘Bu milletin iradesine karşı yapılmış bir harekettir’ dedi. ‘Siyaseten herkesin eksiğini gediğini söyleriz. Ama neticede millet iradesinin birinci parti olarak seçtiği bir parti var ve hükümet kurmak istiyor. Benim görevim milli iradenin yanında durmaktır’ demişti.”
“MEDENİYET COĞRAFYAMIZIN BİR TAMAMINDA ‘ÜŞÜYORUM’ ŞİİRİ DİLLERDE”
“Medeniyet coğrafyamızın bir tamamında ‘Üşüyorum’ şiiri dillerdedir. Biz bu şiiri rahmetlinin sağlığında kaset yaptırdık ama hiç gündeme gelmemiş, kıymeti bilinmemişti. Şu anda Kosova’da, Bosna’da, Makedonya’da, Azerbaycan’da, Türkmenistan’da, Kazakistan’da, Kerkük’te; neticede nerede ‘Lâ İlahe İllallah’ deniyorsa orada Muhsin Başkan rahmetle anılıyor. Bugün bu “Üşüyorum” şiiri bu yerlerin tamamına ulaşmış durumda.”
“TACEDDİN DERGAHI BÖLGESİNE HUZUR VE BEREKET GETİRDİ”
Muhsin Yazıcıoğlu’nun cenazesinin defin sürecini ve defin için belirlenen “Taceddin Dergahı” bölgesinin değişimini bölge ahalisinin ağzından anlatan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu “Rabbim Ardahanlı Halit’in oğlu olan bana, Sivas Şarkışlalı Halit’in oğlu Muhsin’ini evliyasının kucağına koymayı nasip etti. Taceddin Sultan hazretlerini inanın ki çok kimse bilmiyordu. Ben o mahallede oturduğum için biliyordum. Rahmetlinin buraya defni ile birlikte bu semte de, bereket, huzur, güven ve refah geldi. Taceddin Sultan Hz. bilinir oldu. Halk gece gündüz ziyaret etmekte. Mahalle sakinlerinin, iş yerlerinin, orayı ziyaret edenlerin ifadesidir bu”.
“BİR İNSAN ÖLÜR, İNSANLIK ÜZÜLÜR”
“Rahmetli ninemin bir sözü vardı :’Bir insan ölür, evi üzülür. Bir insan ölür, köyü üzülür. Bir insan ölür, şehri üzülür. Bir insan ölür, insanlık üzülür’ derdi. Muhsin Yazıcıoğlu’na da baktığımız zaman Türkiye’nin yanı sıra Türk-İslam coğrafyasında herkes üzüldü. Allah’a hamdolsun fikirleri ve idealleri yaşıyor. Zaten bu dava bir çatı altına sıkışamayacak kadar önemlidir ve büyüktür. Ve bu dava her halükarda yaşayacak, yaşatılıyor da. Onu hiç bir zaman unutmayacağız.”
“HUKUKİ MÜCADELE DEVAM EDİYOR”
“Bizim ‘Şehadet Süreci’ olarak adlandırdığımız bu dava ile ilgili halen aydınlatılması gereken birçok şüpheli nokta mevcuttur. Hukuki mücadele devam ediyor. İnşallah kamuoyunun vicdanında tek bir şüphe kalmayıncaya kadar mesele çözüme kavuşur.”
“ARKASINDA BIRAKTIĞI BU VEFALILIĞI GÖSTEREN DOSTLARIMIZI ALLAH HEPİMİZE NASİP EYLESİN”
Muhsin Yazıcıoğlu ile gençlik döneminde beraber çalıştıklarını belirten 22. Dönem Bingöl Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı İdare Amiri Feyzi Berdibek ”bugün ihlaslı, vefalı bir nesil bırakıp gittikten sonra arkasında bıraktığı bu vefalılığı gösteren dostlarımızı Allah hepimize nasip eylesin. Çünkü ölüm haktır. Ama arkada bizleri yâd edecek güzel dostlara ihtiyaç vardır. Bir saniyesine bile hükmedemediğimiz bu dünyada kıymetini teslim edemediğimiz Muhsin Yazıcıoğlu gibi değerlerimize sahip çıkmalıyız. Eğer devletimiz ve milletimiz Muhsin Yazıcıoğlu’na sağlığında sahip çıkabilseydi bugün Doğu ve Güneydoğu’da teröre karşı yepyeni bir ekol oluşturabilirdi. Biz maalesef değerlerimizin kıymeti gittikten sonra anlaşılır. Allah gani gani rahmet eylesin.”
“BU İLKELİ BİR LİDER DURUŞUDUR, BU VATANSEVER BİR DEVLET ADAMI DURUŞUDUR”
Bir dönem Muhsin Yazıcıoğlu’nun Genel Başkan Yardımcılığını yapan Yerli Düşünce Derneği Genel Başkanı ve Ak Parti Ordu Milletvekili Metin Gündoğdu ise Muhsin Yazıcıoğlu ile ilgili bir hatırasını paylaştı:
“Rahmetli ile en önemli anılarımızdan biri, İngiltere’ye gittiğimizde orada bulunan bir basın mensubunun Türkiye’deki o zamanki hükümet ile ilgili bir soru sormasıdır. Rahmetli orada ‘ben bir başkasının parlamento çatısı altında kendi hükümetimi tartışmam ve tartıştırmam’ dedi. Bu ilkeli bir lider duruşudur, bu vatansever bir devlet adamı duruşudur”.
“MUHSİN YAZICIOĞLU’NUN HEP DİLLENDİRDİĞİ BİR HAYALİ VARDI“
Yerli Düşünce Derneği adına bir basın bildirisi okuyan Yerli Düşünce Derneği Genel Sekreteri Nizam Şahin ise “Muhsin Yazıcıoğlu’nun hep dillendirdiği bir hayali vardı. ‘Önce insan’ diyebilen bir felsefeyle bu cennet vatan toprağında başı açığı, başı kapalısı, Alevi’si, Sünni’si, Kürt’ü, Türkmen’i, Laz’ı, Çerkez’i Arap’ı, Boşnak’ı, Arnavut’u herkes hep birlikte ay yıldızlı al bayrağın altında doğduğu yerde doysun, başı dik karnı tok olsun. Bu ülkenin bütün çocukları bireysel özgürlüklerin önünün açık olduğu; güvenli, özgür ve refah içinde tam bağımsız güçlü bir Türkiye’de yaşasın. AB kapılarında sürünmek veya global emperyalist projelerin figüranı olmak yerine Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar kaynaşmış ve birleşmiş büyük bir Türk-İslam dünyası olsun” ifadelerini kullandı.