Prof. Dr. Yardımcı: “Türkiye’de devlet destekli GDO çalışmaları yapılmalıdır”

355

Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Yardımcı, GDO ile ilgili Türkiye’de mutlaka bilimsel araştırmaların yapılıp sonuçlarında şeffaf bir şekilde toplumla paylaşılması gerektiğini söyledi.

Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Remziye Yılmaz’ın, ‘GDO’ya hayır demenin matbaaya hayır demek olduğunu’ ifade etmesi üzerine görüşlerini paylaşan Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Yardımcı, Türkiye’de devlet destekli GDO çalışmaları yapılmasının şart olduğunu belirtti. TÜBİTAK ya da devlet fonlarından desteklenerek araştırmaların yapılması ve bu çalışmaların toplumla da şeffaf bir şekilde paylaşılması gerektiğini düşündüğünü ifade eden Prof. Dr. Yardımcı, “Özellikle toplumdaki kaygıların giderilmesi ve GDO üzerine çalışan diğer ülkelerle rekabet açısından önemli bir konu. Örneğin Rusya ve İran GDO’yu hayvan yeminde kullanıyor, gıdada kullanmıyorlar yani bizim gibi Türkiye’de de aynı durum söz konusu. Ancak her iki ülkede bu konu ile ilgili birçok çalışma yapıyor. Hem Rusya hem de İran Biyoteknolojide ileri gitmiş durumdalar” dedi.

 

“GDO TEKNOLOJİSİNDE DİĞER ÜLKELERİN GERİSİNDE KALIYORUZ”

 

Türkiye’nin de aynı durumda olduğunu fakat bununla ilgili hiçbir çalışma yapılmadığını üstelik çalışma yapanları da GDO’cu diye etiketleyip araştırmaların önüne geçildiğini kaydeden Prof. Dr. Yardımcı şöyle konuştu:

Türkiye’de GDO’ya ilişkin hiçbir çalışma yapılmıyor. Çalışma yapan kişilerde GDO’cu diye etiketleniyor. Bu nedenle araştırmacıların önü kesilmiş oluyor. O nedenle devletin GDO konusunda mutlaka teşvik edici çalışmaları finanse ederek, kurumsal bir yaklaşımla pozisyon olması gerekiyor. Remziye hocanın bu konuda bu kadar feryat etmesinin nedeni bu aslında. Biz diğer ülkelere göre geride kalıyoruz. İran mesela genetiği değiştirilmiş pirinç ile ilgili çalışma yapmış durumda yarın belki bunu satacak ama gıda da kullanmıyor. İsrail örneğin hem çalışıyor hem bunun teknolojisine sahip aynı zamanda da ihraç ediyor. Türkiye’nin sıkıntısı şu her ikisini de yapmıyor, bilimsel çalışma,araştırma yok o yönden ciddi boşluk var. Ülke içinde kuvvetli bilimsel çalışmaların ortaya konulmaması toplumun kafasındaki zaten çok yanlış anlatılan bu GDO konusunun büyük bir korku haline gelmesine enden oluyor. O yüzden bizim mutlaka bilimsel çalışmalara destek olmamız gerekiyor.”

 

“GDO ÜZERİNE ÇALIŞMA YAPILMADIĞI İÇİN KÖTÜ OLUP OLMADIĞINI ANLAMIYORUZ”

 

Türkiye’deki GDO’ya karşı olan tutumun projelerin de önüne geçtiğini dile getiren Prof. Dr. Yardımcı, “Hem araştırma yapmıyorsun, araştırma yapanları da GDO’cu diye etiketlendirip onları öteliyorsun ondan sonra bu mevzuata yansıyor, bu konuya ilişkin yapılacak projelerin önüne geçiyor. Eğer kötü bir şeyi varsa araştırma yapan kimse bunun kötü olup olmadığını da anlar; çalışma yapmadığımız için bunu da anlayamıyoruz. Bu çok tehlikelidir, hem almam hem de çalışmam derseniz o zaman yarın bu teknolojinin altında kalırsınız” diye konuştu.