Mesela ben yıllar önce inanmazdım çünkü hayatımda isteyipte gerçekleşmiş bir elle tutulur çalışmam yada gözle görünecek bir başarım yoktu. Sonra anladım ki , başarmak için çalışmak ve çalışırken sabretmek gerekli zaten bunların temelinde de hayalleriniz yattığı için ummadığın an ya da zamanda mucizeler gerçekleşir. Yazmanın verdiği güzelliği ve yazılanların çevrenizde bir nimet gibi toplanıp akıllarda saklanması beni oldukça cezbetti.
Muhakkak hepimiz duymuşuzdur şu cümleyi ‘ Çalışırsan inanırsan olur ‘ gerçekten doğruluk payı belkide en yüksek cümle bu inanırsan olur ben hayata inancımın bitmesine ramak kala tutundum. Belki de yazmak tüm yakacaklarımın önüne geçti.. Felsefem hep başardıklarımı övmek değil de , başaramadıklarım ya da başarmak istediklerim için ne yapabilirimdi.
Yılların verdiği azim ve istek arzusunun harmanlanmış hali ile bir Karanlık Oda isimli yuvam birde cemiyetimize seslendiğimiz Noksanlar kentimiz var. Hayatım yazmak ve konuşmaktan ibaret gibi geliyor bana ve bundan kesinlikle şikayet etmiyorum.. Yazılanların ruha dokunması için yaşanarak yazılmalı bu çizgide ilerlediğimden beri , büyük bir ruh topluluğu haline geldik.
Hayat senin karşına ilk önce zorlu yol ayrımları çıkaracak çünkü zoru görmeden hiç kazandıklarımızın kıymetini bilmeyiz. Gözlerinizin ne kadar uzağa hakimse o kadar kalabalıksınız. Ne kadar yakınsa o kadar da yalnız.
Edebiyatın yok olmasına göz yummayan ,
Akıllarında bir şiir saklamış olan tüm ruhlara..
Tolga TÜRKMEN