KÜLTÜR ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, Hatay’ın Antakya İlçesi’nde Roma döneminde inşa edilen hipodrom ve tapınağın kazı çalışmasının devamı için bakanlık tarafından kaynak aktarıldığını, tarihi tapınak ve hipodromun gün yüzüne çıkarılmasının ardından bölgenin Arkeopark olması için proje hazırladıklarını söyledi.
Tarihinde birçok medeniyete ev sahipliği yapan Hatay’ın Antakya İlçesi’nde Roma döneminde inşa edilen hipodrom ve tapınağın temelleri gün yüzüne çıkarıldı. Kazı çalışmalarının tamamlanmasının ardından hipodrom ve tapınağın da içinde bulunduğu 20 hektarlık alan Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanacak bir proje ile Arkeopark olarak kente kazandırılacak. 2013 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi tarafından alanda başlanan kazı çalışmaları birbirinden 160 metre uzaklıktaki hipodrom ve tapınakta devam ediyor. Her iki anıtsal yapı hem boyutları, hem de Helenistik ve Roma dönemlerine ait buluntuları ile dönemlerinin en önemli örnekleri arasında yer alıyor.
Kazı ekibi Başkanı ve Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hatice Pamir, Antakya’nın o dönemde İskenderiye ve Roma ile birlikte dünyanın en büyük kentleri sayıldığını ve bu iki yapının kentin ihtişamını gösterdiğini söyledi.
EFES VE DİDİM’DEKİ TAPINAKLARLA EŞDEĞER
Tapınağın döneminde yapılan en büyük ve en ihtişamlı ibadethaneler arasında yer aldığını, Efes ve Didim’deki tapınaklarla eşdeğer olduğunu kaydeden Prof. Dr. Pamir, “Üzerinde bulunduğumuz yapı, tapınak olarak adlandırıyoruz. Podyum tapınak tipinde düşünüyoruz. Şuanda gördüğümüz kısmı temel kaide kısmı, asıl yapı bunun üstünde yükseliyor ve hesaplamalara göre zeminden yaklaşık 22-23 metre yükseklikte olduğunu düşünüyoruz. Yapıda şuan çakıl taşı ve Roma betonu kullanılarak yapılan temelleri görüyoruz. Bu temelleri kapsayan mimari aksam, süslü taşlar blok parçalar, kentin o büyük depremlerde, 526-528 yıllarında tahrip olmasının ardından yeniden bayındırlık faaliyetleri sırasında buradan alınıyor ve yeni kentte bu mimari aksam kullanılıyor. Yani etrafı, bu gördüğümüz temellerin üstünde bir zemin var, bu zeminin üstünde bir duvar, dışta ise sütun sıralarının olduğunu düşünüyoruz, bir merdivenle yapıya çıkıldığını öngörüyoruz, benzerleri çünkü çok var” dedi.
DÖNEMİN ZENGİNLİĞİNİ GÖSTERİYOR
Tapınağın büyüklüğüne değinen Prof. Dr. Pamir, “Yapının boyutları kendi çağına göre çok büyük. Efes ve Didim tapınağının boyutlarında nerdeyse. 110 metreye 75 metre boyutunda. Yani kentin böyle bir yapı yapabilmesi için çok zengin olması lazım, şu anda gördüğümüz temellerin en derin yerde yaptığımız sondajda 7 metreye oturuyor. 7 metre, bu yapı şuanda 2-2.5 metre, bir de en az 5 metre kadar toprağın altında devam ediyor. Niye böyle pahalı bir şey yapıyor, hem yapı çok büyük, bataklık bir arazi, çökmemesi ve depremlerden zarar görmemesi için müthiş bir mimarlık örneğini uyguluyorlar, her bir taşıyıcı birim bir diğerinden ayrı ve kendi ayakları üzerine oturuyor. Yani Antikçağ mimarlığı için son derece önemli bir yapı” diye konuştu.
HÜSEYİN YAYMAN: ARKEOPARK OLACAK
Bölgedeki kazı çalışmalarının başlamasına öncülük eden ve çalışmaları yakından takip eden Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, sık sık kazı alanlarına gelip, gelinen son noktayı yerinde inceliyor.
Bakan Yardımcısı Yayman, tarihi tapınak ve hipodromun gün yüzüne çıkarılmasının ardından, Hatay Arkeoloji Müzesi’ne yakın bir mesafede bulunan alanın Arkeopark olması için proje hazırladıklarını söyledi. Bölgedeki yaklaşık 20 hektarlık alanın Arkeopark olarak planlandığını kaydeden Yayman, bölgedeki hipodromun Roma’daki Circus Maximus’tan daha eski ve daha görkemli olduğunu, Romalılar döneminde Antakya’nın, dünyanın en büyük 3 şehrinden biri olduğunu bu yapıların kanıtlayabilecek özelliklere sahip olduğunu anlattı. Yayman ayrıca, önümüzdeki yıl kazı çalışmaları için bölgeye bakanlık tarafından kaynak ayrıldığı müjdesini vererek, kazı çalışmalarının önümüzdeki yıl da süreceğini sözlerine ekledi.