MİLLİYETÇİ Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, NATO üyesi olan ABD’nin yine NATO üyesi olan Türkiye’ye karşı ilan edilmemiş, adı konmamış siyasi ve ekonomik savaş açtığını belirterek, “S-400 füze savunma sistemine karşı F-35 kozu ABD tarafından masaya sürülmüştür. Diyorlar ki, ‘Rusya’dan füzeyi almazsanız savaş uçağını vermeyi düşünürüz.’ Bu küstahça ve kural dışı bir muameledir” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Etimesgut Belediyesi tarafından düzenlenen Uluslararası Anadolu Günleri Kültür ve Sanat Festivali’nde konuştu. Bahçeli, Türkiye aleyhine yoğun bir karalama kampanyasının yürütüldüğünü söyledi.
‘TÜRKİYE ÇOK BOYUTLU BİR MÜCADELENİN İÇİNDEDİR’
Suriye’nin Kuzeybatısı’nda artan tehlikeli gerilimin milli güvenliği tehdit ettiğini söyleyen Bahçeli, “Akdeniz’e adeta dünya üşüşmüş, ülkeler askeri çıkarma yarışına girmişlerdir. Bölgesel kutuplaşma giderek vahim seviyelere doğru genişlemektedir. Türkiye çok boyutlu bir mücadelenin içindedir. Bir yanda terörle mücadele sürerken, diğer yanda kuzu postuna bürünmüş, müttefiklik boyasına sürünmüş ülkelerin ekonomik ve diplomatik saldırılarına direnç gösterilmektedir. Türkiye’nin mevzi kaybetmesi, içe kapanması, siyasal ve ekonomik krize sürüklenmesi amacıyla alçak bir kumpas, ahlaksız bir komplo sahnelenmektedir. Döviz fiyatındaki yapay ve spekülatif artışlar, bilinsin ki, apaçık ekonomik saldırı, ekonomik sabotaj, ekonomik suikasttır. Kaldı ki, bunun itirafı ABD’li bir yönetici tarafından kısa süre önce ulu orta deşifre ve ilan edilmiştir. Türkiye’nin stratejik ortağı ABD, ittifak hukukunu hiçe sayarak aleyhimize kurulmuş stratejik bir tuzağın merkez üssü haline gelmiştir” diye konuştu.
‘KİMDEN NE ALACAĞIMIZI, NE SATACAĞIMIZI TESPİT VE TAYİN HAKKI NE ZAMAN ABD’YE GEÇMİŞTİR?’
Bahçeli, ABD ile müttefiklik ilişkisinin derin bir yara aldığını kaydederek şöyle konuştu:
“Müttefiklik ilişkisi derin bir yara almıştır. Her tarafı delik deşik olan dostluk ve diyalog köprüsü hepten dinamitlenmiştir. Bir NATO üyesi olan ABD, bir başka NATO üyesi olan Türkiye’ye ilan edilmemiş, adı konmamış siyasi ve ekonomik savaş açmıştır. S-400 füze savunma sistemine karşı F-35 kozu ABD tarafından masaya sürülmüştür. Diyorlar ki, Rusya’dan füzeyi almazsanız savaş uçağını vermeyi düşünürüz. Bu küstahça ve kural dışı bir muameledir. Anlayamadığımız, kimden ne alacağımızı, kime ne satacağımızı tayin ve tespit hakkı ne zaman ABD’ye geçmiştir? Böyle bir hakkı ABD kendinde nasıl görmektedir? Bağımsızlığımıza saygı duymayan, üzerimizde tahakküm kurmak, milletimizi tasallut altına almak, devletimize ambargo uygulamak için fırsat kollayan ülkeye dost demek mümkün müdür? Beşeriyet kimin masum kimin muhasım olduğunu net olarak görmektedir. Neresinden bakarsak bakalım, karşımızdaki bu tablo risklidir, rezalettir, art niyetin ürünüdür.”
‘EKONOMİK DURUMA BİLEREK HİZMET EDEN KİM VARSA TESCİLLİ VATAN HAİNİDİR’
Devlet Bahçeli, Türkiye’nin saldırılara karşı tek yumruk olduğuna dikkat çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’yi teslim almaya, Papazı bahane ederek duruşumuzu bozmaya, milletimizi pes ettirmeye Pensilvanya bekçilerinin, zulüm nöbetçilerinin güçleri de yetmeyecektir. Ekonomik yıkıma bilerek hizmet eden, zalimlerin gözüne girmek için felaket tellallığı yapan, kriz çığırtkanlığına soyunan, işbirlikçilikten medet uman kim varsa, Etimesgut’tan söylüyorum ki, tescilli vatan hainidir. Emperyalizme tahkimat yapanlar, duruş ve beyanatlarıyla el sallayanlar yanlıştadır, yozlaşmanın ve satılmışlığın dibindedir. Türkiye bugünleri milli dayanışmayla, milli şuurla atlatacaktır. Şimdiye kadar nice çilelerle sınandık. Pek çok badirelerden geçtik, pek çok saldırıyı püskürttük. Yine yaparız, yine başarırız, yine üstesinden geliriz. Devlet milletiyle bir ve beraberdir. Milli bünye aşılmaz bir kale gibidir. Altıncı filoya taş atanların mirasçıları şimdilerde bu filonun tayfalığına heves etseler de, Türkiye onun bunun dayatmasıyla, tezgahıyla, tertibiyle tam bağımsızlık çizgisinden asla savrulmayacaktır.”
‘DEVLETE VE HÜKÜMETE DESTEĞİMİZ TAMDIR, CUMHUR İTTİFAKI ALAYININ KARŞISINDADIR’
Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini kabullenemeyenlerin saldırılarına boyun eğmeyeceklerini vurgulayarak, “24 Haziran Cumhurbaşkanı ve Milletvekilliği Genel Seçimi’nden sonra resmen devreye giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni kabullenemeyen, hazım güçlüğü çeken iç ve dış çevrelerin karşısında Türk milleti bütün heybetiyle ayaktadır. Bizi yenemeyecekler, yıkamayacaklar, kanlı ve alçak maşalarını fütursuzca kullansalar bile sonuç alamayacaklar. Döviz, faiz, borç ve enflasyon girdabında boğulmamızı bekleyenler Allah’ın izniyle mahv-ı perişan olacaklar, hayal kırıklığına uğrayacaklar. Devlet ve hükümete desteğimiz tamdır. Cumhur İttifakı alayının karşısındadır, bütün hainlere meydan okumaktadır” diye konuştu.
’24 HAZİRAN’DA EDİNİLMİŞ KAZANIMLARIN, 31 MART’TA HEBA OLMASINI İSTEMİYORUZ’
Bahçeli, yerel seçimlerin 31 Mart’ta yapılacağını anımsatarak, şöyle dedi:
“Ülkemiz 24 Haziran seçimlerinden sonra yeni bir demokratik imtihana 31 Mart 2019’da girecektir. Mahalli İdareler Seçimleriyle Türkiye’nin önümüzdeki beş yıllık döneminde büyükşehir, il, ilçe, belde belediye yönetimleriyle köy ve mahalle muhtarları seçilmek suretiyle belirlenecektir. Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye’nin beka mücadelesi verdiği bu sıcak ve yüksek riskli dönemde yine sorumlu, yine uzlaşmacı, yine soğukkanlı, yine milli duruş ve siyasetini takip edecektir. 24 Haziran’da elde edilmiş kazanımların önümüzdeki yılın 31 Mart’ında heba olmasını istemiyor, beklemiyor, dilemiyor, arzu etmiyoruz. Kısır, sığ, güdük ve dağınık siyasi polemiklerle anlaşmazlıkların tecellisini, bunun yanında denizden geçmişken derede boğulmayı çok mahsurlu, çok maliyetli, Türkiye’ye yapılacak büyük bir kötülük olarak değerlendiriyoruz.”
‘BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YÖNETİMLERİ FETÖ-PKK’NIN YÖRÜNGESİNDEKİ PARTİLERİN KONTROLÜNE GİRMEMELİ’
Bahçeli, MHP’nin 7 ay sonra yapılacak Mahalli İdareler Seçimleriyle ilgili 4 maddelik stratejik duruş ve görüşlerini şöyle sıraladı:
1-“Türkiye yeni bir hükümet sistemine geçmiştir. Mahalli İdareler Seçimlerinden alınacak sonuç Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin doğasına, işbirliği havasına, iradi yapısına uygun olmalı, genelde sağlanan başarı yerel yönetimler eliyle sekteye uğratılmamalıdır. Yeni hükümet sisteminin başarısı için yerel yönetimlerin buna müzahir şekilde milletimiz tarafından seçim ve görevlendirmesi en samimi beklentimizdir, dileğimizdir, hedefimizdir.”
2-“Özellikle başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere, ilaveten diğer 27 büyükşehir belediye yönetimi zillete yakasını kaptıran, ülkesine çelme takan, üstelik FETÖ-PKK-PYD’nin yörüngesine sabitlenen partilerin asla kontrolüne girmemeli, yönetimine geçmemelidir. Bu tarihi bir sorumluluktur.”
3-“Şu anda 3 büyükşehir, 10 il, 80 ilçe, 12 belde olmak üzere toplamda 102 belediye siyasi iradece atanmış kayyumlar tarafından yönetilmektedir. Bu belediyeleri yöneten belediye başkanlarından 94’ü PKK, diğer 8’i de FETÖ/PDY soruşturması nedeniyle görevlerinden alınmışlar, belediye yönetimleri de haklı olarak kayyuma devredilmiştir. Altını kalın olarak çiziyorum ki, kayyumla yönetilen belediyelerin milletimizin iradesi doğrultusunda, yeni sistemin yapısına uygun olacak şekilde tezahürü, teşkili ve tahkimi sağlanmalı, bu konuda demokratik mücadele cesaretle, inançla yürütülmelidir. Türkiye’de PKK’nın yöneteceği belediye kesinlikle olmamalı, 15 Temmuz öncesine dönülmemeli, CHP-HDP ve yedekleriyle kurulan karanlık ittifakın hesabı cumhurun iradesiyle bozulmalıdır.”
4-“Milliyetçi Hareket Partisi halihazırda var olan Büyükşehir, il, ilçe ve belde belediyelerini muhafaza edip bunların yanında daha fazlasını kazanmak, daha çok gönüle girmek, daha çok teveccüh elde etmek için bütün gücünü seferber edecek, Allah’ın izniyle de hedeflerine ulaşacaktır. Bu kapsamda Etimesgut Belediyesi’ni sizlerden tekrar istiyorum.”