Bahçeli: Başkan Yardımcısı olmak gibi bir niyetimiz ve pazarlığımız yok

387

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçimden sonra başkan yardımcılığı görevi bekleyip beklemediği ile ilgili “Böyle bir arzumuz da pazarlığımız da yok, niyetimiz de yok. Demek ki arzu olmazsa niyet olmazsa pazarlama da yoksa o zaman biz parti olarak yolumuza devam edeceğiz demektir” dedi. Bahçeli, Abdullah Gül’ün aday olacağı iddialarıyla ilgili de “Abdullah Gül Beyin bir cevap vermesi lazım. ‘Aday olma niyetim yoktur’ demeleri lazım” diye konuştu. Devlet Bahçeli, olaylı Beşiktaş, Fenerbahçe derbisinde yaşananların ardından Beşiktaş’ın sahaya çıkmayacağını açıklamasıyla ilgili ise “Beşiktaş kararını değiştirmelidir. Bunu bir Beşiktaşlı olarak söylüyorum” diye konuştu.

‘21 MAYIS’TA MİLLETVEKİLİ ADAYLARIMIZI TOPLUMA TAKDİM EDECEĞİZ’

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gazetecilerle bir araya gelerek gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Devlet Bahçeli MHP’de seçim çalışmalarına ilişkin süreci şöyle anlattı:

“Türkiye’de bir Anayasa değişikliği ile başlayan, halk oylamasıyla devam eden ve bir yönetim sistemi değişikliğini öngören sürecin içerisinde MHP, çok yönlü bir faaliyet ortaya koymuştur. Bu faaliyetin içerisinde önümüzdeki üç önemli seçimin yanında her an bir erken seçim olabileceği düşüncesiyle hareket etmiştir. Fakat bu hareketi düzenlerken, kendisinin yaşadığı önemli sıkıntılar da olmuştur. Bunu en son Başkanlık divanı üyesi, milletvekili, MYK üyesi ve il başkanlarımızla beraber düzenlediğimiz Kızılcahamam’daki ortak toplantıda da ayrıntılı bir şekilde anlatmaya çalıştık. Söylemek istediğim şey şu; bir tarafta uluslararası gelişmeler, bir tarafta yurtiçinde sosyal, ekonomik ve buna paralel olarak da terör faaliyetlerinin olduğu bir dönem… Ama aynı zamanda MHP ile aşırı derecede uğraşan odaklar… MHP olarak bütün bunların altından nasıl kalkacağımızı düşünerek, bazı faaliyetler öngörmek suretiyle çalışmalar sürdürüldü. Yani  MHP’de görülmeyen, fark edilmeyen bir dinamizm kendi kendine oluşmuştur. Biran şöyle düşünün: 793 gün, içerden ve dışarıdan MHP’yi itibarsızlaştırmak, MHP’yi bölmek, MHP üzerinden fitne fesat yaymak suretiyle ne gibi olayların yaşandığına herkes şahit olmuştur. Korsan toplantılar, korsan kurultaylar, tarlalarla buluşmalar, tellere çıkmalar. Bu durum karşısında MHP varlığını sürdürmek, hedefe erişmek açısından sürekli kendi iç dinamikleriyle proje üreten, faaliyetlerini yönlendiren, kongrelerini yapan ve 18 Mart’ta da büyük kurultayını gerçekleştiren bir siyasi parti olarak herhangi bir seçime ruhen hazır hale gelmiştir. Şimdi ise erken seçim sürecinde MHP teşkilatlarını tamamlamış, seçime hazır hale gelmiş seçimi gerektirecek ön çalışmalara, propaganda araçları, seçim beyannamesi de dahil olmak üzere hazırlıklarını yapmış vaziyettedir. Beklenen şey seçim ne zaman olacaktı; bu bir. Bu süreçte karşımızda üç siyasi olaydan biri olarak  mahalli idareler seçimi arkasından milletvekilliği seçimi ve eş zamanlı cumhurbaşkanlığı seçimi bulunuyordu. Bu siyasi olaylarla ilgili hazırlıkları yaparken gelişmeler erken seçime bizi götürmüştür. 24 Haziran’da erken seçim olacak. Bu seçimle ilgili olarak da -öneren partilerden birisi olmamız sebebiyle- bir ön hazırlığımızın olması lazım. O hazırlıklar yeterli sayılamayabilir. Ama buna rağmen seçime girmeye cesaret verecek bir çalışma ortamıdır. Bu sebeple bugün herkesten evvel adaylarımızı tespit etmek için müracaatları başlattık.  Sonra seçim takvimindeki sürece paralel bir şekilde hazırlıklarımızı sürdürmek suretiyle Allah nasip ederse 21 Mayıs’ta milletvekili adaylarımızı topluma takdim edeceğiz.”

‘CUMHUR İTTİFAKI MİLLET AKLI’

Bahçeli, seçim sloganlarının önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşılacağını ifade ederek, “Daha önce de söylediğimiz gibi seçimin güncelleriyle ilgili sloganları arkadaşlarımız hazırlayacak. Ama partimizin önünde bir 300 küsur metrekarelik bir alanımız var. Orada ‘Cumhur ittifakı millet aklı’ yazıyor. Bununla başladık. Cumhur ittifakı  onun bunun değil milletin aklıyla ortaya çıkmış bir yapıdır diye düşünerek bunu seçtik. Önümüzdeki günlerde sloganların bazıları da kamuoyu ile paylaşılabilir” dedi. 

‘MHP İLE İLGİSİNİ SOĞUTMUŞ, ASKIYA ALMIŞ BİR ARKADAŞIMIZDI’

Devlet Bahçeli, Kadir Koçdemir’in istifasına ilişkin bazı haberler olduğunun anımsatılması üzerine, “Bize ulaşan bir istifa olmadı. Ama beklenilen, tahmin edilen bir durum. Milletvekili olmakla birlikte uzun zamandır MHP ile ilgisini soğutmuş, askıya almış bir arkadaşımızdı. Bugünlerde bir başka partiye mi gitti acaba?” dedi. Gazetecilerin, Koçdemir’in İYİ Parti’ye gittiğini söylemesi üzerine ise Bahçeli, “Oraya gittiyse MHP’de milletvekili olma şansını kaybetmiş, orada mı arıyor acaba diye aklıma geliyor” diye konuştu.

‘15 CHP’Lİ MİLLETVEKİLİNİ GELDİĞİ YERE GÖNDERİP, OYUNA SON VERMEK LAZIM’

Devlet Bahçeli, CHP ve diğer partilerin aday arayışının hala devam ettiğinin bunun bir kurgu olup olmadığının ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olup olmayacağına ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:

“Öncelikle bir siyasi proje iç ve dış odaklar tarafından Türkiye’de uzun zamandır uygulanmaktadır. Bir an düşünelim. Bunu bir siyasi parti mensubu olarak değil, bu ülkenin bir evladı olarak ifade etmek istiyorum. Bir seçime girebilme imkânına dayalı kongre sürecini tamamlamış olan bir partinin bir iki gün içinde bir başka partiden 15 milletvekili alması hali çok yönlü düşünülecek, arkası önü iyi araştırılabilecek bir uygulamadır. Yani seçime girmeyle alakalı herhangi bir kaygınızın olmadığını bilmenize rağmen, 15 milletvekilini gönderen ve 15 milletvekilini kabul edenlerin, hangi gerekçe ile bu eylemi gerçekleştirdiklerini düşündüğünüzde bir proje olduğu anlaşılıyor. Ama arkası nedir önü nedir onu ancak proje kurgulayanlar bilir. Biz de zaman içerisinde öğrenebiliriz. Çünkü her zaman ifade ettim, tekrar ediyorum.  ‘Türkiye de mutlaka 15 Temmuz ‘da erken seçim olması lazımdır’ diyorsunuz. Partileşme sürecine giriyorsunuz, kurucular kurulunun olağan kongresini yapıyorsunuz, Türkiye genelinde teşkilatlanmalara gayret gösteriyorsunuz. Ve arkasından ‘Ben cumhurbaşkanı olacağım’ diyorsunuz ve 15 Temmuz için erken seçim talebinde bulunuyorsunuz. 15 Temmuz’da  erken seçim talebinde bulunmak, erken seçime hazır hale gelmek anlamı taşır. Demek ki hazırlık yok ortada. O zaman bunu niye tekrar edip duruyorsunuz sorusuyla insan karşı karşıya kalır. Şimdi teşkilatlanmalar YSK tarafından kabul edilmiş, ilave partiler olmuş, Bu durumda seçime girme yeterliliği YSK tarafından kabullenilmiş bir siyasi partinin, kendisini ve Türkiye’yi siyasi etik yönüyle zedeleyecek bir davranışta bulunmaması gerekir. Kalkıp ‘Demokrasi için teşekkür ediyorum’ diyeceği yerde, Biz sorunumuzu çözdük, seçime giriyoruz. Nazik davranışınızdan, bizi kurtaracak yaklaşımınızdan dolayı CHP’ye demokrasi adına teşekkür ediyorum’ diyerek 15 CHP’li milletvekilini geldiği yere gönderip, boynu bükükler oyununa son vermek lazım.”

‘BİZ KİMSEYLE PAZARLIK İÇİNDE OLAMAYIZ’

Devlet Bahçeli, erken seçim kararının bazı kesimler tarafından AK Parti-MHP arasında ‘danışıklı dövüş’ olarak yorumlanmasına ilişkin açıklamaların hatırlatılması üzerine, “Bunun değerlendirilecek bir boyutu yok. Bunu söyleyenler bizi tanımıyor. Eğer gerçekten tanıyorlarsa iftira ediyorlar. Biz kimseyle pazarlık içinde olamayız, danışıklı dövüş hareketi yapacak karakterde biri değiliz. İnandıklarımızı söyler, ona göre de hareket ederiz. Bazı televizyonlarda konuşuyorlar, siyasilerden de söyleyenler var. Ama gelecekte tarih gerçeği yazdığı zaman, acaba utanma erdemini ortaya koyabilecekler mi? Ondan da şüphem var” dedi. 

‘DAVUTOĞLU GERÇEĞİ GÖRMÜŞ GÜL’E DE DAVET ÇIKARMIŞTIR’

Devlet Bahçeli, Abdullah Gül’ün aday olacağı iddiaları ile  Ahmet Davutoğlu’nun Gül ile görüşmesinin ardından düzenlediği basın toplantısındaki açıklamalarının anımsatılması üzerine şöyle konuştu:

“Sayın Gül ile Ahmet Davutoğlu arasındaki bahse konu görüşme iflas etmiş demektir. Çünkü Davutoğlu ‘Ben cumhurbaşkanı adayı olarak Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı destekliyorum’ demiştir. Bu ifadeyi kullandıktan sonra görüşmelerinin muhtevası ne olursa olsun, kamuoyunda yapılan yorumların hepsi geçerliliğini kaybetmiş demektir. Demek ki Ahmet Davutoğlu Bey ile Sayın Abdullah Gül arasındaki görüşmelerde, ‘Biz cumhurbaşkanı adayı olalım mı, olmayalım mı’ konusundaki tartışmaların yeterli bir seviyede olmadığı anlaşılmış, Ahmet Davutoğlu sonucu bağlamıştır. Bu sonuca Abdullah Gül Beyin bir cevap vermesi lazım.  ‘Biz şu kadar saat görüştük ama Ahmet Davutoğlu’nun ortaya koyduğu görüş, görüşmelerimizin özünü teşkil etmektedir. Benim de aday olma niyetim yoktur’ demeleri lazım. Şu ana kadar demediklerine göre tek yanlı bir görüşme olarak kalmıştır. Davutoğlu kendisini çekmiş, gerçeği görmüş Gül’e de böyle bir gerçeği görmesi için davet çıkarmıştır. Sayın Gül görecek mi görmeyecek mi, onu bilemiyoruz artık.” 

‘ABDULLAH GÜL’ÜN  ERDOĞAN’IN YANINA GİTMESİ LAZIM’

Devlet Bahçeli, “Abdullah Gül’ün ısrarını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Çok yanlış bir tutum. Sayın Abdullah Gül Bey hangi süreçten gelmiştir? AK Parti’nin 5 kurucusundan biridir. İkincisi Recep Tayyip Erdoğan’ın milletvekili olmaması nedeniyle Meclis’te temsil edilememesinden dolayı  parti genel başkanlığı devam etmesine rağmen başbakanlık görevini üstlenmiş olan birisidir. Recep Tayyip Erdoğan Başbakan olduğunda Dışişleri Bakanı olmuş bir şahsiyettir. Böyle bir süreçte Cumhurbaşkanlığı seçiminde AK Parti’nin adayı olarak takdim edilmiştir. Düşünün bir partinin kurucususunuz, partinin başbakanı olmuşsunuz, dışişleri bakanı olmuşsunuz ve bir Meclis grup toplantısında Recep Tayyip Erdoğan sizi, ‘Cumhurbaşkanı adayımız kardeşimiz Abdullah Gül’ diye takdim ediyor. ‘Kardeşim Abdullah Gül’ ifadesiyle takdimin anlamı vardır. Kardeş arasında vefa,  sevgi, saygı, sadakat vardır. Bunu dikkate almak lazım. Bu sebepten dolayı Recep Tayyip Erdoğan Beyin şuan cumhurbaşkanı olarak görevini üstlenirken, Cumhurbaşkanı hükümet sistemine yönelik bir sürecin içerisinde, bu süreci tamamlayabilecek bir seçimi düşündüğü sırada, sizin isminizi dolandırıp, kendinizi göstermeyen bir yaklaşımdan vazgeçmeniz gerekir. Ve Recep Tayyip Erdoğan’ın yanına gidip, ‘Sen benim kardeşimsin. Dün sen beni kardeş ilan etmiştin. Bugün ben seni kardeş ilan ediyorum. Kardeşin olarak cumhurbaşkanı olmuştum, kardeşin olarak cumhurbaşkanı olmanı istiyorum’ demesi lazım. Bunu demediği müddetçe Gül siyasi birikiminin hepsini  sıfırlamış olur. İsmini fazla dolandırmamasında, kendisini istismara yönelik kişilerle olan temaslarını mesafeli bırakmasında yarar vardır diye düşünürüm. Çünkü bir siyasetçi ülkede zor yetişiyor. Önemli görevlerde her insana nasip olmuyor. Yani parti kuruyorsun, başbakan oluyorsun, dışişleri bakanı oluyorsun, cumhurbaşkanı oluyorsun.  Bunlar önemli makamlar hepimize nasip olmuyor. Bunu hazmetmek lazım. Siyaseti yozlaştırmadan, siyaset irtibatlarını bazı kırgınlıklara sebebiyet vermeyecek boyutta sürdürmekte yarar vardır. Türkiye’nin de buna ihtiyacı vardır. Genel tabloyu hepimizden fazla onların görmesinde yarar var. Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan bir kişi kafasında oluşabilecek her türlü soruyu açıklığa kavuşturabilmek için devletin tüm kademelerine müracaat ederek bilgi sahibi olabilir. Bunları yaparak hala çatıydı, şuydu diyerek bir takım şeylere giriyorsa o zaman söyleyecek bir şey kalmıyor. Ben aday olacağına ihtimal vermiyorum. Vermiyorum çünkü yanlış olur. Ama ille de aday olmayı düşünüyorum diyorsa Allah yolunu açık etsin. Kim aday yapacaksa yapsın.”

Bahçeli, “Kardeşlik ilkesine ihanet edilmemesi gerektiğini söylediniz. Sayın Gül’ü ihaneti götüren nedir sizce?” sorusunu, “Bir projeyi oluşturmaya çalışanlar önemli aktörler ise bunların çabası olabilir. İkinci olarak nefsi kontrol altına alamazsanız her şeyi yapabilirsiniz” cevapladı. 

‘İSTİSMAR EDİLDİĞİ KANAATİNDEYİM’

Abdullah Gül’ün istismar edildiği kanaatinde olduğunu bildiren Devlet Bahçeli “İstismar edildiği kanaatindeyim. ‘CHP adayımız olabilir mi’, SP’den olabilir mi?, ‘Gül olursa desteklerim’, 24 saat sonra ‘Hayır ben yüz bin imza toplayacağım, şöyle yapacağım’ konuşmalarının olduğu yerde bir isim konuşuluyor o isim sessiz kalıyor, hiçbir yerde görünmüyorsa, her zaman yaptığı geleneksel Cuma namazından sonraki sohbetini yapamayacak bir durumda kalmışsa ne yapacaksınız? İstismar edildiğinizi fark edeceksiniz” dedi.

‘SÖYLEDİKLERİMİZİN HEPSİNİ YALAMIŞ OLURUZ’

Devlet Bahçeli, seçimden sonra kendisini başkan yardımcısı olarak görmek veya kabineye partisinin girmesinin söz konusu olup olmayacağını ilişkin soru karşısında şunları kaydetti:

“Eğer böyle bir niyette olursak, bu niyet doğrultusunda da seçim sonrası bir uygulamada bulunursak o zaman söylediklerimizin hepsini yalamış oluruz. Milliyetçi Hareket böyle bir duruma düşemez. Böyle bir arzumuz da pazarlığımız da yok, niyetimiz de yok. Demek ki arzu olmazsa niyet olmazsa pazarlama da yoksa o zaman biz parti olarak yolumuza devam edeceğiz demektir.”

‘EKMELEDDİN BEY PROJESİ DOĞRU BİR PROJEYDİ’

Abdullah Gül’ün adaylığı konusuna CHP tabanının tepki gösterdiği, bunun taban ile CHP arasında bir kopukluğa yol açıp açmayacağı sorusuna karşın  şu değerlendirmede bulundu:

“O konuda bir şey söylemek çok zor. Çünkü daha evvelden yapılmış olan bir Cumhurbaşkanlığı seçimindeki birliktelikten haberleri olmadığını, bunu da şimdi kamuoyuna Ekmeleddin Formülü olarak takdim ettiklerini söylüyorlar. O çerçevede düşündüğünüz taktirde bir hata olmuşsa kendileri açısından ikinci kez aynı hatayı işlememeleri lazım. Yani  ‘Ekmeleddin Formülünü’ benimsemekte zorlananların şimdi Abdullah Gül formülünü benimseyecek halde olmamaları lazım. Ekmeleddin Bey projesi doğru bir projeydi. Orada samimi bir kucaklayış olsaydı belki farklı olabilirdi. Ama şimdi onların hepsini yaşadıktan sonra aradan yıllar geçtikten sonra kalkıp bunlar söyleniyor. Ekmeleddin Bey  MHP’nin milletvekilidir. Muharrem İnce ağzından çıkanı duyacak ve ona göre konuşacak. Benim milletvekili olarak kabul ettiğim, partimde bulunan bir şahsa dil uzatamaz. Biz herhangi bir şekilde kendisine dil uzatıyor muyuz? Gitsin Yalova’da tatil yapsın biraz.”

‘CUMHUR İTTİFAKI BİRİNCİ TURDA CUMHURBAŞKANINI SEÇECEKTİR’

Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda her partinin kendi adayını çıkaracağı yönünde bir tablo olduğunun, bunun Cumhur ittifakını nasıl etkileyeceğinin sorulması üzerine Bahçeli şunları söyledi:

“Cumhur ittifakının kuruluş aşamasından bugüne kadar ki geçen sürede anlaşılmayan yönler de anlaşılır hale gelmiş, insanlarımız da cumhur ittifakının doğru bir ittifak olduğunu yasal ve meşru bir ittifak olduğunu kabullenmiştir. Bu nedenle partilerin değişik aday çıkarması onların hakkıdır. Taraftarlarından alacağı oy bellidir. Ama bu oy bazı televizyonlarda kamuoyu araştırmacılarının iddia ettiği gibi MHP den yüzde 6, AKP’den alıp bir başka yere gidecek halde değildir. Yani televizyonlarda bu tür değerlendirmeleri yapanlara bakmak lazım.  Yarın seçim sonrasında bunları gösterip ‘Görüyorsunuz’ demek lazım. Başka programa gerek yok! Her konuşmayı bant halinde vereceksin ne söylediler ne oldu… Bundan sonra televizyonlarda konuşacaklar mı, biraz da evde dinlenecekler mi diye sormak lazım. Ben kamuoyu araştırmasını tartışan basın mensuplarını ‘çok ağırlarına gitmesin ama’ inandırıcı bulmadığım için o bölüm gelince diğer haberlere bakıyorum. Orada da bir şey yoksa bir dizi filme geçiyorum.  Benim inancım odur ki Cumhur ittifakı birinci turda cumhurbaşkanını seçecektir. Şuana kadar hiçbir siyasi parti MHP dahil 59 miting 59 kongre yapmamıştır. Başka yerden bir oy gelecekse bilemiyorum ama başka partiler tartışma zeminindeyken diğerleri yol alıyor. Yani Cumhur ittifakı gelişen bir ittifak olmuştur. Bir yandan cumhurbaşkanı bir yandan da milletvekili seçimlerini organize eden bir anlayışla hareket ediyor. Bir haftaları kaldı. Bir hafta sonra aday bulamıyoruz derlerse ne olacak.”

‘BEŞİKTAŞ KARARINI DEĞİŞTİRMELİDİR’

Devlet Bahçeli, olaylı Beşiktaş, Fenerbahçe derbisinde yaşananların ardından Beşiktaş’ın sahaya çıkmayacağını açıklamasını şöyle değerlendirdi:

“Beşiktaş hata yapmaz. Yapmamalıdır. Türkiye’nin bu karmaşasında siyasetin, partiler arasında kutuplaşmaların olduğu böyle bir noktada siz bunu bir de kulüpler arasında bir kutuplaşmaya çevirirseniz o taraftarların ilerde ne yapacağı belli olmaz. Bunu ne Fenerbahçe’nin ne Beşiktaş’ın başkanı taşıyamaz. Beşiktaş o nedenle kararını değiştirmelidir. Bunu bir Beşiktaşlı olarak söylüyorum.”

‘25 HAZİRAN SABAHI’

25 Haziran sabahı Türkiye’nin gündeminde olması gereken ilk konunun ne olması gerektiğine ilişkin şöyle dedi:

“Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini bütün kurum ve kurallarıyla işler hale getirmek olmalıdır. Ondan sonra da Türkiye’nin gündemini meşgul eden konuları yeni cumhurbaşkanı ve onun hükümeti teker teker ele almalı, TBMM ile diyalog içinde çalışmalıdır. Bugüne kadar gündemin ne olduğu bellidir. O gün yeni bir gündem yaratmaya da gerek yoktur. Terör, uluslararası ilişkiler, göç, kadına şiddet, ekonomik sorunlar. Sokaklarda kavga vardır, asayişsizlik vardır. Bunların ele alınması lazım.”

DEMİRTAŞ’IN ADAY GÖSTERİLMESİ

HDP’nin cumhurbaşkanı adayının Selahattin  Demirtaş olmasını Devlet Bahçeli şöyle değerlendirdi:

“Bir projenin sonucudur. Yani tutuklu olan bir şahsın aday olarak gösteriyorsanız onu seçtirmiş dahi olsanız cezaevinden çıkarmak yargının konusudur. Böyle biri aday oluyorsa iki amaç güdersiniz. Birisi dersiniz ki ‘Biz varız devam ediyoruz’, ikincisi ise ‘Acaba bizim toplumsal karşılığımız ne kadar olmuştur’, onu ölçmek içindir. Yoksa seçim kazanma mantığıyla yapılmıyor. Tutarlı mıdır, onu da onlar düşünsün.”