İZMİR Barosu Başkanı Özcan Aydın, zorunlu arabuluculuk sisteminin uygulamaya sokulmasıyla hak ve özgürlüklerin kısıtlanacağını belirterek, “Zorunlu arabuluculuk ile mesleğimiz itibar kaybedecek. Buna asla müsaade etmeyeceğiz. İşçi haklarının ele alınması ve hak kaybı olmaması için zorunlu vekillik de getirilmesi gerekir” dedi.
İzmir Barosu tarafından, İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile birlikte birçok yasada getirilmek istenen değişiklikler hakkında basın açıklaması yapıldı. İzmir Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Komisyonu’nca yapılan çalışma sonucu hazırlanan görüş metni TBMM’ne fakslandı. Basın açıklamasına Türk-İş 3’üncü Bölge Temsilcisi Süleyman Yıldırım da katıldı. İzmir Barosu yaptığı açıklama ile iş hukukuna da getirilmek istenen zorunlu arabuluculuk uygulamasının anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan hak arama özgürlüğüne aykırı olduğunu vurguladı.
Basın açıklamasından önce konuşan İzmir Barosu Başkanı Özcan Aydın, asla emeğin sömürülmesine izin vermeyeceğini söyleyerek, “Hükümetin önümüzdeki günlerde meclise sevk edeceği ‘İş Mahkemeleri Kanun Tasarısı’ ile kanunda ciddi değişikliklere gidilirken, tasarının 3’üncü maddesi ile de zorunlu arabuluculuk sistemi uygulamaya sokulması ile hak ve özgürlükler kısıtlanacak. Zorunlu arabuluculuk ile mesleğimiz itibar kaybedecek. Buna asla müsaade etmeyeceğiz. İşçi haklarının ele alınması ve hak kaybı olmaması için zorunlu vekillik de getirilmesi gerekir” dedi.
Basın açıklamasını İzmir Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Komisyonu Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Gonca Arkoç okudu. Arkoç, “Sözde, yargının iş yükünün hafifletilmesi gerekçesiyle getirilen bu değişiklikler, işçiler ve sendikalar açısından ciddi hak kayıplarına neden olacaktır. İşçilerin ve sendikaların yargı yolunu etkin bir şekilde kullanmalarının önü kesilmektedir. Dolayısıyla bu tasarı, hak arama özgürlüğünün kısıtlanması ve etkin başvuru yollarının tıkanması yönlerinden de anayasaya aykırıdır” diye konuştu.
Tasarının 3’üncü maddesiyle, zorunlu arabuluculuk uygulamasının dava şartı olarak getirilmesinin ‘iş hukuku’nun temel felsefesi olan ‘işçiyi koruma’ ilkesine açıkça aykırı olduğunu belirten Arkoç, “Yargının iş yükünü hafifletmek için; ‘silahların eşit’ olmadığı, güçlü işveren karşısında zayıf işçinin korunmaya muhtaç olduğu iş uyuşmazlıklarında zorunlu arabulucuya gidilmesi kabul edilemez. Arabuluculuğun gönüllü olması bir yere kadar kabul edilebilir. Kaldı ki, Arabuluculuk Kanunu’nda da ‘gönüllülük’ esas alınmıştır. Hal böyle olunca iki kanun arasında da çelişki ortaya çıkacaktır” dedi.
Ülke genelinde yılda 400 bin iş davası olduğu, buna yeni İş Mahkemeleri Kanunu taslağı ile Borçlar Kanununa tabi 200 bin iş davasının da ekleneceğini aktaran Arkoç, “Arabulucular ile arabuluculuk bürolarının sayısının her ilde yeterli düzeyde olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, ülkemizin iş yargılamasında zorunlu arabuluculuğa hazır olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. Bu nedenle, uygulamanın öncelikle belirli bölge ve şehirlerde, belirli davalarda pilot olarak denenmesi ve sonuçlarının gözlemlenmesi gerekmektedir. Aksi bir uygulama iş yükünü fazlasıyla arttıracak, yeni sorunlar doğmasına sebebiyet verecektir. Zorunlu arabulucuya başvurmadan dava açan tarafa, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 115’inci maddesine göre, kendisine eksikliği gidermesi için süre verilmesi gerekirken, süre verilmeksizin dava şartı yokluğu nedeni ile davasının reddine karar verilmesi durumunda, yargılama giderleri kendisine yükletileceği gibi, hak düşürücü süreler açısından da mağduriyetler gündeme gelecektir. Sonuç olarak; sözde yargının iş yükünün hafifletilmesi gerekçesiyle getirilen bu değişiklikler, işçiler ve sendikalar açısından ciddi hak kayıplarına neden olacaktır. İşçilerin ve sendikaların yargı yolunu etkin bir şekilde kullanmalarının önü kesilmektedir. Dolayısıyla bu tasarı, hak arama özgürlüğünün kısıtlanması ve etkin başvuru yollarının tıkanması yönlerinden de Anayasaya aykırıdır” diye konuştu.
“SENDİKA İŞLEVİNİ YİTİRECEK”
Türk-İş 3’üncü Bölge Temsilcisi Süleyman Yıldırım da zorunlu arabuluculukla, iradilik ve eşitlik ilkelerinin ihlal edileceğini belirterek, “Gizlilik ilkesine de nasıl uyulacağı tasarıda belli değildir. Bu durum uygulama aşamasında görülecektir. Toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarda da arabuluculuk zorunluluğu getirilmesi, sendikaların işçinin hak ve menfaatlerini koruyup geliştirme görevlerini sekteye uğratacak, giderek sendikaları işlevsizleştirecektir” dedi.
DHA