16 yılın sonunda ‘kıraathane açacağız’ diyorsa bu iş bitmiştir

378

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘millet kıraathaneleri’ projesini eleştirerek, “Eğer 16 yılın sonunda ‘bu ülkede kıraathane açacağız’ diyorsa bu iş bitmiştir. Her alanda yeni bir strateji ortaya koymak zorundayız. Bu stratejinin adı ekonomide, beton ekonomisinden üretim ekonomisine geçiştir” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, saat 10.00’da özel uçakla Gazipaşa- Alanya Havalimanı’na geldi. Partililerin karşıladığı Kılıçdaroğlu, kara yolu ile Alanya’ya geçti. CHP Lideri, Alanya Kültür Merkezi’nde sivil toplum örgütleri, muhtarlar, turizmciler ve kanaat önderleriyle bir araya geldi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak ve CHP milletvekillerinin de katıldığı toplantıda konuşan Kemal Kılıçdaroğu, Antalya ve Alanya’nın bütün uygarlıkların beşiği olduğundan bahsederek, “Tarih, kültür, deniz, güneş, kum olağanüstü doğası, dağları var, her şey var. Peki arzu ettiğimiz kadar bütün bu olanaklardan yararlanabilir miyiz, hayır. Turizm açısından sorunlarımız var. Her ne kadar gelen turist açısından sorun olmasa da gelir düşüklüğü önümüzde sorun olarak duruyor” dedi.

Türkiye’nin ciddi bir değişim ve dönüşüme ihtiyacı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “24 Haziran’da sandığa gideceğiz. Benim sizden istediğim tek bir şey var; düşünerek, kendinizi, ailenizi, sevdiklerinizi, çocuklarınızı düşünerek sandığa gidin. Gün sıradan bir sandığa gidilen gün değildir. Bu seçim Türkiye açısından çok değerli ve birlikte hareket etmemiz gereken bir seçimdir” diye konuştu.

TURİZME PARİS’TEN ÖRNEK VERDİ

Turizmde Türkiye’nin neden ciddi bir değişim, dönüşüm gerçekleştiremediğini, başarılı olmadığını ve otellerin yazın dolu kışın boş olduğunu soran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Turist bir ülkede demokrasi var mı, can ve mal güvenliğim var mı, terör var mı yok mu ona bakar ve karar verir, ‘evet gitmeliyim.’ Turist neden gelmiyor? İzlenen yanlış politikalar nedeniyle gelmiyor. Paris’teki 1 yıldızlı bir otelin fiyatına bakın, bir de bizim 5 yıldızlı otelin fiyatına bakın. 1 yıldızlı otel bizimkilerden daha pahalı ve 12 ay yer bulamazsınız.”

‘VESAYETİ KABUL ETMEYEN SİSTEM’

Demokrasi konusunda önemli ilkeleri olduğunu belirten CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Güçler ayrılığını yeniden inşa etmek, demokratik parlamenter sistemi yeniden Türkiye’ye getirmek. Biz bunu söylediğimizde bize diyorlar ki ‘Siz eskiye mi dönmek istiyorsunuz?’ Zinhar hayır. Eskiyi en çok eleştiren biziz. YÖK’ün kaldırılması, yüzde 10 barajının kaldırılmasını isteyen, ‘kadın- erkek eşitliği olsun’ diyen biziz. Dolayısıyla darbe hukukunun egemen olduğu eski sisteme asla dönmek istemiyoruz. Yapmak istediğimiz, demokratik parlamenter sistem. Halkın iradesi dışında hiçbir vesayeti kabul etmeyen sistem demektir.”

Yüzde 10 seçim barajının dünyada hiçbir demokraside olmadığını da belirten Kılıçdaroğlu, bunu darbecilerin getirdiğini ve ’20 Temmuz darbecileri’nin savunduğunu da belirterek, “Yüzde 34 oy alıyorsun, parlamentoda yüzde 65 milletvekilliğiyle temsil ediyorsun. Bu mudur demokrasi?” diye sordu.

KIRAATHANE ELEŞTİRİSİ; BU İŞSİZLİĞİN İTİRAFIDIR

Ülkenin geleceğinin bir kişiye teslim edilemeyeceğini vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, “16 yılda geldiğimiz nokta şu; bu ülkenin çocuklarının yüzde 90’ı niteliksiz okullara gidiyor. Bizim çocuklarımız bunu hak ediyor mu? Efendim şimdi kıraathaneler yapılacakmış. Niçin, işsiz sayısı daha çok artacak. Nereye gidecek bu vatandaşlar, kıraathanelere gidecek. Bu işsizliğin itirafıdır. ‘Ben ülkeyi, ekonomiyi yönetemiyorum, binlerce, milyonlarca işsiz yaratacağım ve onların gideceği tek yer var, kıraathane. Fabrikalar yok. Çalışan yok. ‘Fabrika kuracağız’, yok. Peki Türkiye’yi çağdaş uygarlığa nasıl ulaştıracağız? Cumhur İttifakı’na oy vermek isteyen vatandaşımızın vicdanına sesleniyorum, başka bir şeye değil. Sen kardeşim, oyunu kullanırken kıraathaneden mi yanasın, fabrikadan mı, çalışandan mı yanasın? Hayatımda böyle şey duymadım” diye konuştu.

‘TÜRKİYE’NİN UMUDU OLACAK BİR İNSAN VAR’

“Özellikle ‘Ben gideceğim Cumhur İttifakı’na oy vereceğim’ diyen vatandaşlarıma sesleniyorum” diyerek konuşmasını sürdüren Kılıçdaroğlu, “Senin çocukların niteliksiz okullara gitmeyi hak ediyor mu kardeşim, hak etmiyorsa niçin oy veriyorsun? Bak temiz bir öğretmen var. Yıllarını öğretmenliğe vermiş bir insan var. Türkiye’nin umudu olacak bir insan var, adı da Muharrem İnce. Yalanı, dolanı, mal götürmesi yok. Sadece bu ülkeye hizmet etmek istiyor” dedi.

‘KIRAATHANELERİ KURMAK İÇİN Mİ BORÇ ALDIN?’

Türkiye’nin fiilen yönetilmediğini ve egemen güçlerin yönettiğini iddia eden Kemal Kılıçdaroğlu, “Borç almışsın. Sayın Erdoğan borç alan emir alır. Bir yılda ödenecek borç 240 milyar dolar. Parayı nereden bulacak, sırayla Londra’ya gidiyorlar. Faiz lobileri, para babaları orada. Kendisi gitti olmadı, bakanını gönderdi olmadı, bürokratlarını gönderiyor. Herkesi gönderiyor, ‘Gidin yalvarın, yakarın bize borç versinler’. Sonra Türkiye’ye geliyor, ‘Efendim bize karşı dış güçlerin oyunu var’; ya borçlanan sensin, gidip yalvarıp yakaran sensin, borç almasaydın. Madem borç alan emir alıyorsa, niye borç aldın kardeşim? Kıraathaneleri kurmak için mi borç aldın?” diye konuştu.

Bütün hükümetler tarafından 1923-2002 arasındaki 79 yılda harcanan para miktarının 713 milyar dolar olduğunu, son 14 yılda ise bu rakamın 2 trilyon 94 milyar dolara ulaştığına dikkati çeken Kemal Kılıçdaroğlu, “Şimdi ben şu sorunun cevabını bekliyorum. Vatandaştan oy isteyenlerin cevabı nedir, ben onu merak ediyorum. 2 trilyon dolar para harcadın, Karakaya Barajı mı, Keban Barajı mı yaptın? Atatürk Barajı mı yaptın? Telekom gibi devasa bir şirket mi kurdun yoksa şeker fabrikası mı açtın? Ne yaptın? Cevabını bekliyorum” diye sordu.

DELİ DUMRUL KÖPRÜSÜ

16 yıldır bu ülkeyi yönetenlerin 2 trilyon 94 milyar doları nereye, kimin için harcadıklarını soran CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bakıyorum işsizlik var; esnaf, çiftçi, sanayici, turizmci, çalışanlar da memnun değil. Kim bu düzenden memnun? Bu düzenden memnun olan bir sınıf var, o sınıfın adı da rantiyeciler. ‘Efendim köprü yaptım’. İyi de köprüyü bu 2 trilyon dolarla yapmadın ki, köprüyü müteahhide yaptırdın. Vatandaş hem vergi ödüyor hem de ayrıca köprünün parasını ödüyor. Vatandaşın vergisiyle yapmadın. Gidin kamyon şoförlerine sorun, dünyanın en pahalı geçiş ücreti, üstelik dolar endeksli. Hem vergi vereceksin hem de köprünün parasını vereceksin hem de diyeceksin ‘köprüyü ben yaptım’. Köprüyü sen yapmadın. Deli Dumrul köprüsü, her geçenden para alıyorsun. Parayı alan da müteahhit. Eğer istediği kadar para toplanmazsa, ayrıca vatandaşın vergisinden de oraya para veriyoruz. Bu milletin karnı artık palavraya doydu. Artık değişim zamanı. Türkiye büyük bir değişim ve dönüşüme imza atmak zorundadır.”

BARIŞ VE İŞBİRİĞİ TEŞKİLATI

KHK ile görevlerine son verilen bütün akademisyenleri onurlarıyla, şerefleriyle yeniden hak ettikleri görevlerine iade edeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda İran, Irak, Suriye ile bir araya gelinerek Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kurulacağını da açıkladı. Ortadoğu’nun barış adasına dönüştürüleceğini anlatan Kılıçdaroğlu, arzu ederse Lübnan, Filistin, Mısır gibi ülkelerin de bu örgütün üyesi olabileceğini kaydetti. Döviz aramak için birilerine yalvarmayacaklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, “En geç 4 yıl içinde Türkiye’yi dolara boğacağız. Borçla değil, üreterek, çalışarak ve alın teri dökerek. İş adamlarımız Suriye’ye, Irak’a, İran’a, Mısır’a gidecekler. Sanayimizi büyüteceğiz, bölgeyi geliştireceğiz, orada da istihdam yaratacağız. Orada kazanıp, turist olarak gelip Türkiye’de harcayacaklar, gerekirse kendi ülkelerinde harcayacaklar. Kavgasız bir Ortadoğu politikası yürüteceğiz” diye konuştu.

‘KIRAATHANE AÇACAĞIZ’ DİYORSA BU İŞ BİTMİŞTİR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Alanya’daki toplantıda konuşmasının sonunda şunları söyledi:

“Eğer 16 yılın sonunda ‘bu ülkede kıraathane açacağız’ diyorsa bu iş bitmiştir. Kıraathaneye kim gider; ya emekliler ya işsizler gider. Çalışan, uğraşan adamın kıraathanede ne işi var? Buyrun bakın bakalım. Esnaf dükkanını kapatıp, sanayici fabrikayı durdurup kıraathaneye gider mi? Nereye gidiyor; üniversiteye gidiyor, esnaf müşterisini ağırlıyor, çiftçi tarlada çalışıyor. Her alanda yeni bir strateji ortaya koymak zorundayız. Bu stratejinin adı ekonomide, beton ekonomisinden üretim ekonomisine geçiştir.”

ELEKTRİKLER ÜÇ KEZ KESİLDİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Alanya’dan sonra Manavgat Kültür Merkezi’nde sivil toplum örgütleri, muhtarlar, turizmciler ve kanaat önderleriyle bir araya geldiği toplantı sırasında üç kez elektrikler kesildi. Kesintinin, aşırı sıcaklar nedeniyle ilçede klima kullanımındaki artıştan kaynaklandığı öğrenildi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, partisinin milletvekilleri ve belediye başkanlarının da katıldığı toplantıda konuşan Kemal Kılıçdaroğu, sorunları aşmanın birinci yolunun izlenen ekonomik politikanın değişmesi gerektiğini belirterek, “Yani beton ekonomisinden üretim ekonomisine geçmemiz lazım. Hangi partiden olursa olsun, şu gerçeği bütün vatandaşların bilmesi lazım; bir ülke üretemiyorsa sadece tüketici konumunda kalır. Çiftçi tarlada, sanayici fabrikada, sanatçı eserlerini, üniversite bilgi, otellerde hizmet üretilecek” dedi.

TARIM BAKANI’NA FRANSIZ NİŞANI

Tarımda Türkiye’nin kendi kendine yeten 7-8 ülkeden biriyken bugün nohuttan mercimeğe, pamuktan ayçiçeğine kadar 126 ülkeden tarım ürünü ithal etiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Hangi gerekçeyle ithal ediyoruz? Size bir sır vereyim. Bu ülkenin Tarım Bakanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin Tarım Bakanı, Fransa tarımına yaptığı katkılar nedeniyle Fransa’da şövalye nişanı aldı. Bu sırrı paylaşmayın. Ya arkadaş senin görevin tarım bakanlığı, sen Türkiye Cumhuriyeti’nin tarımına katkı yapmak zorundasın. Ama buyur, Fransız tarımına yaptığı katkı nedeniyle Fransa’da şövalye nişanı aldı. Ve bunu getirdi kendi tarım bakanlığının internet sitesine koydu, ‘Ben Fransız tarımına yaptığım katkılar nedeniyle oradan ödül aldım’ diye. İyi de Fransızlar sana niye bu ödülü veriyorlar? Sen buradaki çiftçiyi eziyorsun, oradaki çiftçiye parayı veriyorsun. Eğer Fransa’daki tarım bakanı Türk tarımına yaptığı katkılar nedeniyle ödül alsaydı, herhalde Fransa’ya sokmazlardı. Biz ne yaptık, bir daha seçtik. Bu anlayıştan Türkiye’nin kurtulması lazım. Eğer oy kullanacaksak kendi çıkarlarımızı koruyan siyasi partiye oy vereceğiz. Bakanlık koltuğunda bile olsa ona destek vermememiz gerekiyor. Milliyetçilik, milli olmak budur.”

‘TÜRK LİRASI DEĞER KAYBEDİYOR’

Her şeye zam geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Dış güçlerin oyunu, diyorlar; ne oyunu dış güçler yaptı mesela? ‘Dolar’ diyorlar ki ‘yükseldi’. Hiçbirisi doğru değil. Neden? Dolar yerinde duruyor. Buyurun Fransa, İngiltere’ye, diğer ülkelere bakın dolar yerinde duruyor. Peki bizim ülkemizde niye bu hareketlilik var? Türk Lirası değer kaybediyor, kaybeden Türk Lirası. Dolayısıyla dolar yükseldi diye bir laf doğru bir laf değil. Bütün dünya kullanıyor. Peki bizde niye Türk Lirası değer kaybediyor, asıl bunun üzerinde durmamız lazım. Olayı doğru anlatmamız lazım millete. Eğer ekonomide her şeyi dolara bağladıysanız, Türk Lirası’nı ikinci sınıf bir para konumuna getirdiniz, kiralar dolarla, köprüden geçiş dolarla, ihaleler dolarla, alışveriş dolarla; Türk Lirası yok. Değer yok, güven yok Türk Lirası’na. Neden yok? Üretim ekonomisinden Türkiye koparıldığı için yok. Katma değeri yüksek ürün üretemediği için yok” diye konuştu.