Altın bilezik; sarı renkli bir halkadır… Bunun ayarları da vardır, renkleri, çeşitleri de vardır. Sarı altın, kırmızı altın, beyaz altın… Valla ben simkeş yani gümüş meraklısı olduğum için altının ayarlarını bilmem. Bildiğim tek ayar var o da 925.
Altın denen şey ne tuhaf, tıpkı insanlar gibi… Rengarenk… Ve meslekler… Onlar da rengarenk.
Meslek, halk dilinde “altın bilezik”tir. “Bir altın bileziği olsun” denir mesela. Yani bir mesleği olsun…
Altın bilezik demekle mesleğin önemi vurgulanır. İnsan ister yapsın ister yapmasın ama bir konuda uzman olmak zorunda. Evet, buna mecbur. Dünyanın bin türlü hali var. Ve siz de mesleğiniz kadar varsınız bu dünyada buna inanın.
Ailelerin çoğu üniversite odaklı çocuk yetiştiriyor. Haklılar. Diploma bugünün olmazsa olmazı fakat meslek var ya meslek dünyanın dört bir yanında geçerliliği olan altın bir bileziktir. Adı üzerinde; altın. Altın bu ülkede de geçerli, herhangi bir ülkede de…
Çocuklar okullarını bitirsin. Diplomalarını alsınlar fakat bunun yanı sıra bir de meslek sahibi olsunlar. Musluk tamiri öğrensin, araba tamir etsin, elektirikle ilgili bilgisi olsun. Bu ve benzeri eğitim veren bir çok kurum var. Halk Eğitim Merkezleri (HEM) var mesela. Hem de ücretsiz. Akşam saatlerinde de eğitim veriyorlar. İSMEK var. Ve bu kursların bitiminde her yerde geçerli olabilecek sertifikalarınız oluyor. Ülkemizde bir çok insan bitirdiği okulun, sahip olduğu diplomanın işini yapmıyor. Görüyoruz mesela genç adam Amerikan Üniversitesi’ni bitirmiş. Hem de Uluslar Arası İlişkiler. Ama işiyle alakasız işler yapıyor. Bu bir meslek değildir. İnsanlar kendi işlerini üretebilmeli, kendi kitlesini oluşturabilmeli.
Belki de cesaretimiz yok. Devamlı sınav, test, sınav ve sonuç… İnsanlar puan toplamaya çalışıyor. Meslek öğrenmeye, kafayı çalıştırmaya ve “bir şey” olmaya çalışmıyor. Yıllardır ülkemizde olan bu: masa başı iş+sigorta ve sonunda salla pati gideceğin yolda sana harçlık olacak olan emekli maaşına sahip olacaksın. Kötü mü? Evet kötü değil belki ama İYİ de değil.
Bilmek, öğrenmek ve kolunuzda altın bir bileziğinizin olması hepsinden güzel. Yaparsın ya da yapmazsın hayatın sana ne göstereceği belli olmaz. Ama bir mesleği olmalı insanın. İnsanlar stratejik düşünebilmeli, kafayı çalıştırabilmeli. Ebeveynlere bu konuda çok şey düşüyor. Ülkemizdeki “masa başı” algısını yok etmek gerek. Ev sahipleri memura ev veriyor, babalar kızlarını memura veriyor, araba satılırken memurdan deniyor. Nedir bu memurluk?
Musluk tamircisi olmak ayıp mı? Ya da tornacı ya da inşaat kalfası ya da elektirikçi? Bunlar ülkemizde her zaman “basit”, “aşağı”, “bayağı” yani İmajı olumsuz etkileyen “şeyler” olarak algılandı. Bu algıdan kurtulmak gerek.
Diplomalı işsiz olmak mı yoksa meslek sahibi olmak mı? Okuyun, diplomanız olsun fakat onunla birlikte mesleğiniz de olsun bir de lisanınız. İnsanlar hayatta istemeyeceği bölümlerden mezun olup kurumlara CV verip bekliyor. Hayat bu olmamalı. Anneannem dermiş ki; “baş ol da soğan başı ol” yıllardır insanımıza dikte edilmiş ve bilinç altımıza yerleşmiş telkinlerden biriydi bu halbuki bir telkin daha vardı; “bir altın bileziğin olsun” …
Lütfen herkesin bir altın bileziği olsun. Bu konuda iş önce anne ve babalara düşüyor.
Yazar:Betül Aşık
